İlişkili Yazılar

1. Oktay Sinanoglu

Tarih: 11.11.2006
Kategori: Kimya Dükkanı Kimya Dükkanı Ünlü Kimyagerler
39375 kez okundu.

Oktay Sinanoglu Bilmecesi

Efendim yukarida gördügünüz yazi ve buna benzer yazilar, google da Oktay Sinanoglu yazmaniz durumunda ortaya cikan ve cogu asagi yukari benzer olan yazilardan biri. Kimin yazdigi ise bilinmiyor. Heryerde bulunuyor ama kaynagi belirsiz. Kendi kitabinin arkasinda/önsözünde de bulunuyor sanirim ama emin olmadigim icin birsey diyemeyecegim.

Kendisinin kitaplarini okumadim, tv'de de sanirim cok kisa bir tartismasina sahne oldum. Ancak, hakkinda yazilanlari okuyunca, bir tuhaflik sezinliyordum. Nasil desem, biraz fazla magazinsel, sanki Hürriyet gazeterinin abartili mansetleri gibi geliyordu. Hakkinda, su ortalikta dönen klasik yazilar disinda biraz arastirma yapma geregi duygum ve sunlari buldum.

Öncelikle, Oktay Sinanoglu dünyanin en genc profesörü olmus kisisi degil.

Asagidaki, Yale Üniversitesindeki sayfaya bakacak olursaniz:

 http://www.yale.edu/opa/ybc/v26.n2.news.07.html 

When he was named a professor in 1963 at the age of 28, he became the youngest person in the past century at Yale to attain status as a full professor.

Yani, kendisi dünyanin degil, Yale'in gectigimiz yüzyildaki en genc profesörü ünvanini kazanmis.

Biraz arastirma yapinca, asagidaki adreste de görebileceginiz gibi, 22 yasinda Uni. of Chicago da "full" profesor olan Charles Fefferman (halen Princeton Üniversitesi'nde profesor) bu konuda bayragi tasidigini buldum.
http://scidiv.bcc.ctc.edu/Math/Fefferman.html

Asagidaki adrestenden de özgecmisine ulasmak mümkün Fefferman'in.
http://www.math.princeton.edu/CV/FeffermanCV.pdf

Ayrica yine Yale Üniversitesi'nin Kimya bölümünün sayfasina bakacak olursaniz, kendisi orada "Emeritus Professor" yani, emekli bir profesor. Yani yazida söylendigi gibi "Yale üniversitesinde iki kürsüde profesor" demek biraz zor. Orada emekli olup dönmüs Türkiye'ye.

Acikcasi bu bulgulardan sonra, Oktay Sinanoglu'nun üstteki yazisi hakkinda hicbir güvenim kalmadi.

Bu konuyla ilgili de forumda birseyler bulabilirsiniz( birazdan yazacagim).

Üye Yorumları

Yazar	Mesaj
skocak	Tarih: 17.04.2007 Türk Aynştaynı kitabını aldım okudum. iyi bir adama benziyor ama bizde böyle insanların azlığından mıdır nedir başarısının biraz abartıldığını düşünüyorum. Kitapta bir çok problemin çözümünden bahsederken şöyle yaptım böyle yazdım oldu diyor sanki bilimsel olaylardan bahseder gibi değil de üzümlü kek yapıyor gibi anlatıyor.
hcoskun	Tarih: 06.01.2008 semra ablaya bu konuda katılıyorum bende okudum kitabı kitapta en genç profesör olmasıyla ilgili hatırladığım kadarıyla şöle birşey geçiyordu:26 yaşında profesör oldum ama işlemlerin uzaması derken 28 yaşında resmi olarak profesördüm.birinin ismini daha söylüyor ama hatırlayamıcam belki de yukarıda en genç profesör diye bahsedilen kişiydi. onun ondan daha genç yaşta profesör olduğunun fakat o zaman doktora olmamasının ve bu yüzden çabuk yükselmiş olduğundan bahsediyordu.gerçi yukarıda bahsedilen kişi halen yaşıyorsa muhtemelen Oktay Sinanoğlu'nun bahsettiği kişi değildir. problem çözümleri için söylediği sözler üzümlü kek yapmaktan çok mütevazılığını gösteriyodu kitapta bence.ne olursa olsun Türkiye ye böyle bir kimyacı gelmemiştir.bu yüzden saygı duyuyorum ama televizyonlarda adı sadece bilim için duyulursa daha güzel olur.bu sene marmara da konferansı vardı fakat kimya anlatmak için değildi.umarız tekrar gelir ve bize moleküler biyoloji adına güzel şeyler anlatır.
gtekinoglu	Tarih: 06.01.2008 bunu tartışmak bile komik son yıllardan ziyade cumhuriyet tarihinde bile bu denli inanılmaz bir başarı olamaz eğer nobel ödülünün arka yüzüne bakarsanız neden bizim insanımızın yaptığı sayısız projelerin herhangi başka avrupalı proflara verildiğini anlarsınız.adam konferans için öğrenci beklerken biz niye tvde çıkıyo diyoruz çıksın da bari ne konuda olursa olsun bi görsünler de göz aşinalığımız var desinler.
sozcubukcu	Tarih: 06.01.2008 Bizim insanimizin yaptigi hangi proje avrupali bir profesöre verilmis acaba? Bu tür bilgiler biraz uydurma geliyor bana sahsen. Fazla populist söylemlerde kullanilan bilgilere dayaniyor cogunlukla. Hakem golumüzü vermedi tadinda, kahve köselerinde memleket kurtaran insanlarin agzina pelesenk olmus, sehir efsaneler tadinda bilgiler. Somut bilgiler olmadi makalelerle desteklenmedigi müddetce de hic inandirici degil.