Kimyasanal.com Kimyasanal.com Kimyasanal.com
Kimyasanal.com
Bu dunyanin en büyük sorunu, akillilarin süpheci olmasiyken, aptallarin kendilerinden son derece emin ve kararli olmalaridir
Bertrand Russell
Kimyasanal.com
Kimyasanal.com


Tarih: 26.04.2004
Kategori: Kimya Dükkanı Sağ ok Kimya Dükkanı Sağ ok EdebiKimya
10935 kez okundu.


Kimyanın Sınırları

(Chemical & Engineering News in 1998 yilinda yayimlanan bir sayisindan bir makalenin "kismen" cevirisi)

Kimyanın Sınırları

Kimyadaki her yeni bulus, beklenmedik, daha yeni baska bir cok bulusun önünü aciyor diye düsünen, Imperial College of Science , Technology & Medicine profosörlerinden Charles W. Rees, ilk Uluslararasi Tarihi Kimya Dönüm Noktalari kutlamalari törenindeki konusmasinda, “Kimya Sınırsızdır“ diyerek bu görüsünü bildirmistir. (Hani alkis)

Fullerenler, yeni bir bulusun nasil bir sekilde, yepyeni buluslari tetikleyen bir baslatici olabilecegini gösteren klasik örneklerden sadece biri. 20 yil önce hic bilinmeyen bu tür moleküller; 1985 yilinda buckministerfullerenin (C60) bulunmasinin yarattigi kivilcim ile bir anda arastirma patlamasi yasamis ve yeni bir kimya dali olusturmus ve sel gibi akan yayinlar ve her gecen gün artan fulleren bilesikleri ile sonuclanmistir.

Yükselen arastirma konularindan bir digeri, iyonik sivilar denilen, cevre sicakliginda sivi olarak bulunan iyonik bilesiklerdir. “Degisik özelliklerdeki iyonik sivilarin elde edilmesi icin neredeyse hic sınır yoktur“ diyor Ingiltere, Wiral de bulunan Kiral Katalizör Enstitüsü baskani.

Eger fullerenler ve iyonik sivilar, kimyagerlerin yeni madde sentezlemekteki sinirsiz imkanlari hakkinda yeterli delil olarak görünmemisse, son 30 yilda Chemical Abstract Service (CAS)'e basvurusu yapilan yeni kimyasal madde sayisinin her gecen gün üssel olarak artmasina bir göz atilabilir. 1965 yilinda 212.000 bilesik dosyasina sahip olan CAS, 1996 yili itibariyle yaklasik 16 milyon yeni bilesik dosyasina sahiptir. Ve her yil yaklasik 1 milyon yeni bilesigin basvurusu yapilmaktadir. Bu da dakika basina 2 bilesik anlamina geliyor.

Kimya; yakitlar, polimerler, tarim kimyasallari, boyar maddeler, sabunlar, parfümler, ilaclar ve daha saymakla bitmeyecek olan bir cok maddenin yapimindan bas rol oynar. Beslenmemize, giyinmemize, saglikli kalmamiza, hastalikta iyilesmemize yardimci olur.
Kisaca kimyanin, gelmis, simdiki ve gelecek faydalari, süphesiz olarak ucsuz bucaksiz.

Elbetteki tüm bu faydalarin riskleri ve tehlikleri de yok degil. Kimyasal maddelerin neden oldugu cevre kirliligi ve kimyasal silahlar. (Yazar aslinda burada, kimyasal silahlarin kullanimi ve stoklanmasi demis ama kullanimi ve stoklanmasindan ziyade, kimyasal silahlarin kendisi basli basina sorundur. Ayrica teroristlerin eline gecebilmesinden bahsetmis ama ABD nin elinde bulunmasi ile arasinda temel olarak bir fark göremiyorum. Go Home Yankee :).) Fakat kimya burada mevcut risklerin en aza indirilmesinde anahtar rol oynarken, olasi zararli durumlar, yalnis ve kötüye kullanmadan kaynaklanmaktadir. (Yine insan suclu burada)
Kimyanin bu limitsiz üretim gücü, insan beyninin hayal gücü ve yaraticiligi, doganin sundugu imkanlar ile birlesmesi ve ardindan kimyagerlerin bilgi birikimi ve kabiliyetleri ile sekil bulmasiyla bizlere yeni bircok maddeler sunmaktadir.

Susses Universitesinde Astronomi profesörü olan John D. Barrow, bu kadar yapilan bilimsel arastirmalara ve bu buluslarin meyvelerine ragmen, bilim aslinda bir cok degisik sinirlarla cevrilidir demektedir ve bu sinirlar sadece yapilmasi olasi seyler icin degil ayrica yapilmasina olanak olmayan seyler icin de gecerlidir diye devam etmektedir.
Impossibility : The Limits of Science and the Science of Limits isimli kitabinda, Prof. Barrow bu limitlerin sinirlarinin pratik olarak masraf ve zaman ile cizildigini önermektedir. Neler bulabilecegimizin sinirlari genel olarak hayal gücünün sinirlarindan degil de teknolojinin sinirlarindan kaynaklandigini ifade eden Prof. Barrow a buradan selamlarimi iletiyorum.

Yazinin bundan sonrasi anlayamadigim bir sekilde CFC'lere (Kloroflorokarbon), ilk bulundugunda, zehirsiz, alev almayan, tahris edici olmayan, daha ne istenir ki böyle bir sogutucu gazdan diye bahsedilmesine ama aradan gecen yillar sonrasinda, ozon gazina verdigi tahribatin anlasilmasi ile yerine baska alternatiflerin bulunmasi gerektigine, ve bu sekilde yeni buluslarin da tetiklenmesi anlamina gelmesinden bahsetmektedir ki, kimyanin sinirlari ile ilgisini pek cözemedim. Acikcasi, sayfayi doldurmak icin birazcik da karsi görüsten bahsedeyim derken, bir astronomi profesörünün yazdigi genel anlamiyla bilimin sinirlarindan bahseden ve dolayisiyla kimyanin sinirlari olup olmadigindan pek de haberdar olmayan bir kitaptan alintilar yapip sonrasinda da sonuca cikmak icin cabalamis gibi gözüktü bana. Sonuc olarak makalenin sonlarini pek begenmesem de, genel olarak fena olmayan bir makale. Orjinalini de eklemek isterdim ama eski bir sayisi oldugu icin online baskisi olmadigindan ekleyemedim. Bu nedenle son kisimlarin subjektif cevirisi icin de kusura bakmayin.




Üye Yorumları

Yazar Mesaj
 

Henüz yorum eklenmedi! İlk yorumu sen yap!



Copyright © 2004-2024 - https://www.kimyasanal.com