![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Fikirler paraşüt gibidir, sadece açık olduklarında işe yararlar. Thomas R. Dewar |
![]() |
![]() |
![]() |
Organik Kimya 11 Alt kategori 140 Yazı |
![]() |
İnorganik Kimya 8 Alt kategori 35 Yazı |
![]() |
Fizikokimya 8 Alt kategori 46 Yazı |
![]() |
Analitik Kimya 10 Alt kategori 22 Yazı |
![]() |
Disiplinlerarası Kimya 30 Alt kategori 203 Yazı |
![]() |
Kimya Dükkanı 40 Alt kategori 395 Yazı |
![]() |
Elementler 110 Alt kategori 67 Yazı |
![]() |
Kimya Tezleri 3 Alt kategori 4 Tez |
![]() |
Bilgi Yarışması |
![]() ![]() ![]() |
![]() |
Forumlar |
![]() 0 yanıt (zacelik) ![]() 0 yanıt (zacelik) ![]() 0 yanıt (aeskintan) ![]() 5 yanıt (aeskintan) ![]() 1 yanıt (mcelik) |
![]() |
Ziyaretçi Soruları |
![]() 0 yanıt ![]() 0 yanıt ![]() 0 yanıt ![]() 0 yanıt ![]() 0 yanıt ![]() 0 yanıt ![]() 0 yanıt ![]() 0 yanıt Bir sorum var! diyenler... |
![]() |
Üye Yorumları |
![]() 1 yorum (zacelik) ![]() 1 yorum (mcelik) ![]() 1 yorum (sselcuk) ![]() 1 yorum (myasa) ![]() 1 yorum (lusirka) |
Başlamadan önce kesinlikle belirtmeliyim ki bu yazının amacı, Fransa'nın bilimsel araştırma sistemini anlatmak suretiyle bu ülkeyi övmek ve 'yüksek lisansınızı burada yapın' türünde bir propaganda yapmak değildir. Tek amacım diğer ülkelerinkinden temel bakımlardan farklı olan bu sistemi incelemek ve bunun Türkiye için nasıl yeni fikir açılımlarına yol açabileceğini tartışmaktır.
Amerika'da, Almanya'da ve Türkiye'de -benim bildiğim kadarıyla- temel araştırma prensibi aynıdır: Çeşitli üniversiteler vardır ve kimyayı ele almak gerekirse, kimya araştırmaları bu üniversitelerin kimya bölümlerinde yapılmaktadır. Dolayısıyla üniversiteler hem eğitim hem de araştırma yapan kurumlardır; öğretim üyeleri de hem öğrencileri eğiten, hem de araştırma yapan insanlardır. Hele hele Türkiye gibi özel-sektörde Ar-Ge (Araştırma-Geliştirme) faaliyetleri yok denecek kadar azsa, bu iş bütünüyle üniversiteler üzerine yığılmıştır.
Fransa'ya geldiğimizde ise durum epey farklılaşır: Orada CNRS (Centre Nationale de Recherche Scientifique, yani Ulusal Bilimsel Araştırma Merkezi) adında bizdeki Tübitak dengi bir kuruluş vardır ve CNRS'in ülkenin değişik kentlerinde, değişik dallar üzerinde özelleşmiş araştırma merkezleri vardır: Toulouse ve Strasbourg'da Laboratoire de Chimie de Coordination (yani Koordinasyon Kimyası Laboratuvarı), Orsay'da Laboratoire de Synthese Asymetrique (yani Asimetrik Sentez Laboratuvarı) ve Nancy'deki Laboratoire de Chimie Theorique (yani Teorik Kimya Laboratuvarı) bunlardan sadece birkaçıdır.
Gördüğünüz gibi bu laboratuvarlar, konularında hayli özelleşmiş ve ülkenin büyük bir kısmına yayılmış durumdadır. Şimdi gelelim bu sistemin fayda ve zararlarına: Amerika gibi parası çok olan bir ülkede, orta düzey bir üniversitenin kimya bölümünde araştırma yapmak için gerekli aletleri çok rahat bulabilirsiniz. Zaten bölümlerin geniş bir araştırma görevlisi kadrosu olduğundan ve bu bölümlerde her bir dal üzerinde çalışan epey bir insan bulunduğundan, kişi başına düşen alet (instrument) sayısı çok da fazla değildir ve lükse kaçmaz. Dolayısıyla orada her bir kimya bölümünde bir (veya birkaç tane) X-ışını aleti, SEM, TEM, vs. vs. bulunması şaşırtıcı değildir.
Türkiye'deyse durum çok vahimdir, çünkü tüm ülkede bilmem kaç tane üniversite vardır ve çoğunun kimya bölümleri mevcuttur. Fakat her üniversite birbirinden bağımsız takıldığı için, araştırma yapmak için her birinin kendi NMR, IR, polarimetre, belki HPLC, vs. vs. cihazları olması gerektir ve bu da tabi ki Türkiye için bir lükstür. Öyle ki ülkede yetmiş küsur üniversite ve sadece on küsur NMR cihazı mevcuttur.
Bu noktada Fransa'daki sistem Türkiye için daha mantıklı görünmektedir; mesela inorganik araştırmalarında X-ışını analizi çok önemlidir ve her kimya bölümüne bundan almaya çalışmaktansa (ki zaten Türkiye'de yanılmıyorsam bir tane 'single-crystal X-ray' aleti var), inorganik araştırmalarını bir merkezde toplayıp çok sağlam bir cihaz almak daha uygun olacaktır. Bunun gibi tüm alt-dallara bu yöntem uygulanabilir, yani ortak ihtiyaç sahiplerini bir çatı altında toplayıp çok kaliteli cihazlar alabilir ve böylece ortamdaki bölük-pörçüklüğü bir nebze azaltabiliriz.
Bu bir ütopya mı? Belki, ama neden bir gün gerçek olmasın?
Yazar | Mesaj |
Henüz yorum eklenmedi! İlk yorumu sen yap! |