Tarih: 28.11.2004
Kategori: Disiplinlerarası Kimya Biyokimya Biyokimya Hakkında Genel Bilgiler
7845 kez okundu.

Biraz Daha Asimetri..

Simetrinin Bozuldugu An yazımızda canlı sistemlerde genellikle neden tek bir enantiyomerin baskın olduğunu açıklama iddasında olan bir görüşü açıklamaya çalışmıştık. Geçen Perşembe (25 Kasım) ODTÜ'de Prof. Ivan Gutman'ın verdiği Biyomoleküllerin Kiralitesinin Kökeni (Origin of Chirality of Biomolecules) adlı seminerde konuyla ilgili daha ayrıntılı bilgi sahibi olma fırsatı bulduk.

Ivan Gutman hem matematik hem de kimya doktorası yapmış bir insan ve bu konu üzerinde de araştırmaları varmış. Şu an bu konu üzerine ortaya atılmış hipotezlerin hepsi Simetrinin Kendiliginden Bozulmasi yazımızda değindiğimiz Frank Modeli'ni temel alıyor. Anlaşamadıkları nokta ise Frank Modeli'nin işlemesi için gerekli olan o başlangıçtaki çok küçük enantiyomerik fazlanın nerden geldiği..Tamam bu çok küçük fark moleküler dalgalanmalarla (fluctuations) istatistik yasalarıyla oluşabilir ama o zaman neden hep L amino asitlerin veya D deoksiribozun meydana geldiğini açıklayamayız.

Dilip Kondepudi bu çok küçük farkı enantiyomerler arasındaki çok küçük enerji farkına bağlıyor; Ivan Gutman da iki üç yıl öncesine kadar bu açıklamanın doğruluğundan emin gibiydik, oysa şimdi değiliz diyor. Bunun sebebi de yeni yapılan bazı hesaplamalar sonucu bazı amino asitler için L enantiyomerin daha düşük enerjili olduğu bulunmasına rağmen, bazıları içinse bunun tam tersi bulunmuş.. Yani yine çıkmaza giriyoruz..

Ama Ivan Gutman'ın anlattığı başka ilginç bir şey daha var.. Bu da uzayda var olan polarize ışığın (ki benim bununla ilgili en ufak bir bilgim yok) bu asimetrinin sebebi olabileceği.. Bunun için de bazı bilim adamları dünyaya düşen meteorlardaki amino asitleri incelemişler. Tabi burda bizim de sahip olduğumuz amino asitleri incelemek çok doğru değil çünkü dünyasal etkilerle kaynaklanan bir kirlenme olmuş olabilir.. Bunun için de dünyadaki canlılarda bulunan yirmi amino asitten farklı yapıda olan bir amino asidi incelemişler ve şaşırtıcı bir şekilde yüzde dokuza varan bir enantiyomerik fazla tesbit etmişler.. Bu da hiç de yabana atılmayacak bir gözlem... Yani sorunumuz halen tam olarak çözülmüş değil..

Üye Yorumları